arazi parçası

arazi parçası
lot, piece of land

İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • arazi — is., coğ., Ar. arāżī Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhâl ağaçlandırılır. Anayasa Birleşik Sözler arazi aracı vakıf arazisi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arazi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeni arazi teşekkülü — Kimsenin mülkiyetinde olmayan yerlerde birikme, dolma, kayma ya da kamunun malı olan akarsuların yatak veya seviyelerinin değişmesi gibi olaylarla oluşan toprak parçası …   Hukuk Sözlüğü

  • mineralli — sf. 1) İçinde mineral bulunan 2) is., jeol. İçinde mineralleşmiş tabakalar ve cevherler bulunan kaya veya arazi parçası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • parsel — is., Fr. parcelle İmar yasalarına göre ayrılıp sınırlanmış arazi parçası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ARSA — (C: Arasât) Bina yapılacak boş arazi parçası. Üzerindeki binası yıkılmış veya yapıya tahsis olunmuş yer …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • PARSEL — Fr. Bir maksatla ayrılarak sınırlandırılmış arazi parçası …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • arsa — Belediye sınırları içinde, belediye tarafından parsellenerek üzerine inşaat yapmak için ayrılan arazi parçası …   Hukuk Sözlüğü

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerey — is., coğ. 1) Arazi 2) jeol. Yer kabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası Üçüncü zaman yereyleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yurt — is., du 1) Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan Türk yurduna Türkiye denir. 2) Memleket Gerideki yurdunu on beş günden fazla boş bırakmak istemez. F. R. Atay 3) Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • xərək — is. <fars.> 1. Daş, qum və s. şeylər daşımaq üçün taxtadan və s. dən düzəldilmiş alət. Xərəklə qum daşımaq. – Dəmirov daş daşımaq üçün düzələn xərəyin bir başından, Qocaoğlu isə o biri başından yapışdı. S. R.. // Xəstə, yaralı daşımaq üçün… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”